"Küreselleşme" parolası altında dikkatleri üzerine çeken yeni gelişim, tarihi bir terkibi köklü bir değişime uğratmaktadır. Bu terkib, kendini devlet toplum ve iktisadın aynı milli sınırlar dahilinde bir arada gelişmesi olarak göstermiştir. Milletler-arası iktisat sisteminde, ticari münasebetleri iç ve dış ticaret diye ayıran sınırları devletler tespit ederlerdi. Pazarların küreselleşmesi ile birlikte bu milletler-arası iktisadi sistem, artık milletlerüstü iktisada dönüşmeye başlamıştır.
Bu değişimde görülen belirgin özellikler şunlardır: ilk etapta sermaye hareketleri bütün dünya sathında hızlanmış, ayrıca milli iktisadi mevziler küresel bağlantı içinde olan mali piyasalara bağımlı hale gelmiş bu mevziler, mali piyasaların icaplarına gösterdikleri uygunluk derecesine göre değer ve önem kazanmaya başlamıştır. Bütün bu gelişme ve olgular devletlerin niçin münasebetlerin kavşak noktası olma özelliğini kaybettiğini izah etmektedir.
Jürgen Habermas geliştirdiği İletişimsel Eylem Kuramı ile toplum kuramı alanında oldukça ses getirmiş üst felsefe tartışmalarına önemli bir açılım kazandırmıştır Frankurt Okulunun önemli ve son kuşak...