Hatırladığım, aklımda kalan tek şey, eczanede, tezgâhın hemen yanındaki yerde duran büyük siyah ayak izleriydi.
Bıçak gibi bir şey hatırlamıyorum.
Boynumdaki soğukluk, bıçak da olabilir, boynumu delercesine bastırdığı uzun soğuk parmakları da… Bilemiyorum.
Ama bu, benim hatırladığım ayak izleriydi. 'Biri bunu gerçekten temizlemeli,' diye düşünüyordum.
Ve sonra arabaya bindik.
Ve sonra gittik.
Tully babasını hiç tanımamıştı. Annesi ile birlikte kısa süreli yerlerde, porsiyonluk hayat yaşıyordu. Annesi küçük Tully'yi, daha fazla hırpalan-maması için ya da belki de kendine göre başka sebeplerden ötürü; yerleşik bir hayat süren büyükbabasının ve Tully'nin hiç anlaşamadığı teyzesinin yanına gönderdi.
Tully Noel arifesinde büyükbabasının ilaçlarını almak için eczaneye gitti…
Ve o eczaneden kaçırılarak, bir rehine haline geldi…
Onun çilesi 24 saat sürmüştü…
Ya da o öyle olduğunu iddia ediyor…
Peki, Tully bundan sonra eski yaşamına sahip olabilecek miydi?
1961 doğumlu olan reklamcı ve yazar Karen Tayleur, reklamcılık, basın ve yayıncılık işleri ile uğraşmış, ayrıca danslı bir yemekte kısa süreli bir şarkıcılık deneyimi vardır. Kitapları Avustralya ve y...